P30 Bergama

39°07'57"K 27°11'03"D

33 derece ile antik dünyanın en dik tiyatrosuna 10 bin seyircinin geldiği, Asklepios kutsal alanına 1 km uzunluğunda üstü örtülü bir Via Tecta yolundan girildiği Bergama, antik otobanların kesiştiği devasa bir şehirmiş. O kadar ki, Kızıl Avlu’daki Serapis Mısır Tanrıları Tapınağı, Romalıların son dönemine ait 2600 metrekarelik en yüksek tuğla yapısıyla, tarihler boyunca bölgenin gerçek merkeziymiş.

2800 yıl öncesine ait ilk yerleşim izleri bulunan Pergamon’a ulaşan yollar, 193 metre genişliğindeki Bergama Köprüsü tarafından hâlâ desteklenen, Antik Çağ’ın en büyük köprü altyapısı olan Sarapis Tapınağı’nın ön avlusunu görerek şehrin içine giriyormuş. 

MÖ 2. yüzyılda papirüsün yerine oğlak derisinden yırtılmayan ve yanmayan yeni bir kağıt olarak Charta Pergamena parşömenin de icat edilip tüm dünyaya yayıldığı yer olan Bergama, 200 bin kitap rulolu kütüphanesiyle de son Romalıların en önemli kültür merkezlerinden biriymiş.

Aşağı kentten devam edildiğinde ise termal sularıyla devasa bir şifa merkezi olan, 3500 kişilik tiyatrosu, stoaları, tapınağı, yuvarlak sağlık merkezi, yer altı geçitleri, kütüphanesi ve anıtsal kapısıyla 2400 yıllık Asklepios’a ulaşılıyor…

Kentin Herakles’in oğlu Telephos ya da Andromaque’nin oğlu Pergamus tarafından kurulduğu söylense de, burası asıl büyük ve gelişmiş halini Persleri Anadolu’dan gönderen Büyük İskender’in Doğu seferi sonrasında Bergama Krallığı ile almış. II. Eumenes’in yaptırdığı akropolüyle dünyanın en güzel kentlerinden biri haline getirilen Pergamon, coğrafi imkanlarıyla burada ticaret, posta ve askeri harekatlar için yol ağının kolaylıkla geliştirilmesini de sağlamış.

Anadolu’daki birçok başka antik kentin etimolojik kökü olan, eski Luvi dilinde “parrai” ve Hitit dilinde “parku” yani “yüksek” anlamındaki sıfat ile bağlantılı Pergamon ismi, yüksek üs olarak daha mantıklı…

Bergama’nın çok geniş tarihi yaşamında çok katmanlı kültürel peyzaj alanı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş olması, Kibele kutsal alanı ve tümülüsleriyle çoklu bileşene sahip. Kale Dağı’nın tepesindeki Pergamon asillerinin ve aydınlarının yerleşiminin, anıtsal mimarisiyle antik şehir planlamacılığının en iyi örneklerinden bir olduğu da tescillenmiş. Athena Tapınağı, Roma döneminin en dik tiyatro yapısı, kütüphane, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, Heroon, agora ve gymnasion yapıları ve yüksek basınçlı su sistemi, bu planlama sisteminin ve dönem mimarisinin en seçkin örneği imiş. 

Zamanının en iyi heykeltıraş okulu sayesinde 2200 yıl önce dünya harikaları arasında sayılan Zeus Sunağı’nı bile yaratabilen Bergama, Roma İmparatorluğunun Asya Eyaleti başkenti olarak da onurlandırılmış. 

Serapeian, Asklepion, Trajan Tapınağı, Hera ve Demeter kutsal alanları, tiyatro, amfitiyatro, çeşmeler ve su kemerleri gibi Roma Dönemi’nde inşa edilen seçkin eserleriyle döneminin mimari ve mühendislik seviyesinin ne kadar gelişmiş olduğunu da sergilemiş. 

Aşağı şehirdeki Eumenes Kapı’sında başlayan ve kenti boydan boya geçen geniş ve düzgün rampalı antik yol ise, birkaç zikzak ve orta mahallede geniş bir kavis yaparak akropole doğru güney yamacından yukarı uzanıyor. 

Son olarak Trajan ve Hadrian imparatorluk dönemlerinde en gelişmiş haline kavuşan Pergamon, gladyatör ve Roma krallarını tedavi eden, eczacılığın babası olarak bilinen hekim Galenos’un farmakolojik çalışmalarıyla da antik dünyanın en önemli sağlık kenti olmuş.

P29 Assos Troya

P31 Sardes