Bereketli Hilal’den kuzeye doğru dağları tırmanan, baş döndüren çok derin vadilere inip, yine keskin virajlı stabilize yamaç zikzaklarından Malatya’ya doğru ilerleyen antik yollar, önce Battal Gazi’ye ulaşıyor.
Eski Malatya, aslında Selçuklulardan kalma Silahtar Mustafa Paşa Kervansaray’ından bile çok daha eskilere giden bir tarihe sahip.
Tüm şehri kuşatan Romalılardan kalma kalın surlar, Ulu Cami veya Taşhoron Kilisesi’nin bile öncesine, hatta Aslantepe ile Fırat'ın kaynak suları, günümüzden 7 bin yıl öncesine kadar buranın merkezi bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor…
Şu ana kadar ortaya çıkarılmış Geç Hitit Dönemi iki aslan ile Kral Tarhunza’nın heykeli ve Hitit ortostat taş levhaları sanatından duvar kabartmalarına, kazı çalışmaları devam ettikçe daha eskilere doğru iniliyor. MÖ 3 binlere ait bir kerpiç saray, MÖ 3600-3500’lere ait tapınak, binlerce mühür baskısı ve madeni eserler bulunmaya devam ediyor. Arslantepe’nin, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkez olduğu da tahmin ediliyor.
Asur tacirlerinin Melid dedikleri saray kompleksinde arsenikli bakır alaşımlı, gümüş kakmalı dünyanın şimdiye kadar bulunabilen ilk kılıçları ile sarayın hemen yanında bir taş kapak altında MÖ 2900 yılına tarihlenen bir kral mezarı da ortaya çıkarılmış.
Buranın bu kadar zengin olması, bulunan sayısız mührün malların depolanması ve nakliyesinde yani ticarette kullanıldığını, Fırat taşkın sahasının dışında fakat su kaynakları bol, siyasi, dini ve kültürel bir toplanma yeri olmasıyla da açıklanıyor. Tarım için uygun toprakların da, 6 bin yaşındaki kerpiç anıtsal yapıların da, burayı bilinen tüm tarihlerde önemli bir yerleşim, hatta Anadolu’daki ilk şehir devleti olarak büyütmüş olduğunu bile düşündürüyor. Kentsel alandaki yapı kompleksinin de saray ve hazine olduğuna inanılıyor.
Günümüzden 5400 yıl öncesinde Geç Uruk Dönemi’nde yandıktan sonra, bulunan çanak çömleklerden anlaşıldığı gibi Doğu Anadolu ile Transkafkasya kültürel etkilerinin hakim olmaya başlaması da, Arslantepe’yi yarı göçebe küçük toplulukların yerleştiği tarihin en eski ana yollarındaki en önemli duraklardan biri yapmış.
Özgün kültürel yapısı 4 bin yıl önce Hitit etkisiyle değişmiş ve sonrasında Romalıların çok daha sonrasında da Selçukluların en önemli üssü olarak önemini korumuş.
Neolitik Çağdan kalma kalıntılarıyla dev kanyon, jeoarkeolojik Levent Vadisi’nin 250 metre derinliğindeki uçurumlarına doğru yola çıkacak kervanların sadece gecelemek için değil, malların takası ve ticareti için de büyük bir pazar yeri olan Malidiya Arslantepe’de dünyanın ilk idari süreçlerinin gerçekleştirilmiş olması, muhteşemliğini arttırıyor.