Kommagene’nin ağır zırhlı efsanevi süvarileri “Cohortes Comagenorum”un geçtiği, koruduğu yollardayız…
İran’daki Susa’dan Manisa’daki Sart’a kadar uzanan 2500 kilometrelik Kral Yolu’nun tam ortasında, yüzlerce kilometre uzaktan bile görünen “tanrıların dağı” Nemrut’a ulaşıyoruz
Kahta’ya doğru yaklaşırken, dağların sivri kayalıklarının arasından, muhteşem kanyonları dolduran Atatürk Baraj Gölü sularının üstüne kurulmuş yepyeni köprülerden geçiyoruz. Antik patikaların üstü geniş otoban tarzı asfalt ile örtülmüş… Virajlar ve uçurumlar arasından hızla yükselmeye başlıyor ve gün batımına doğru; 2134 metre yükseklikte muhteşem bir piramit mezara, Doğu ve Batı medeniyetlerinin kesişme noktasına varıyoruz…
Dünyanın 8’inci Harikası, Nemrut… 10’ar metrelik yükseklikleriyle büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası olarak korunuyor…
Doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa dev heykeller ve tümülüs anıt mezar, dünyanın en muhteşem gün doğumu ve gün batımının seyredilebildiği yer, binlerce yıldır herkesi Nemrut Dağı’na mıknatıs gibi çekmiş.
Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırılmış bu zirvede Antiochos’un yasaları da keşfedilmiş… Arsameia, Samosata ve Fırat Havzası’nda yapılmış kazılarda ortaya çıkartılan eserler ile Doğu ve Batı uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallık olduğu anlaşılmış…
Toros Dağları’ndaki doğu yollarının birleştiği bu noktadaki Kommagene Krallığı, Suriye’nin kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’nin çevrelediği Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerine yayılan verimli coğrafyanın merkezi imiş…
Tarıma ve hayvancılığa elverişli ve tarihler boyunca en değerli ağaç olan yüksek sedir ormanlarını barındıran Kommagene toprakları, ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanılmış…
Antik dünyanın küçük fakat çok güçlü ülkesi Kommagene, baba tarafı Pers “Krallar Kralı” Darius’a, anne tarafı Makedonyalı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu, “güzellikle zafer kazanan” Kallinikos Mithradates tarafından, MÖ 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuş. Farklı topluluklar, ayrı inanç ve kültürleriyle Kommagenelilerin başarılı birliğini sağlamış. I. Mithradates, tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin her yerini Batılıların dini ile Doğulu Perslerin dinini birleştirdiği tapınaklarla doldurmuş. Bir dünya dini yaratmak, Nemrut Dağı’nı onun merkezi yapmak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlamak istemiş.
Kral Mithradates, oğlu Antiochos ile birlikte Nemrut Dağı’ndaki normal kayaların üzerinde 50 metre daha yükselen tapınağı birlikte tasarlamış, fakat prens tanrıların heykelleri arasında annesini ve kendisini ölümsüzleştirmiş… Zeus’un soluna Kommagene Kralı Theos yani “tanrı” olarak kendisini, Zeus’un sağına da Kommagene’nin Anası Thea olarak annesi Laodike’yi yerleştirmiş…
Nemrut da, doğu ve batıdan esen soğuk dağ rüzgarlarının uğultuları arasında uzun uykusuna dalmış…