Anadolu’da tarih öncesi Paleolitik Çağ’dan itibaren yaşamış, medeniyet kurmuş topluluklara ve halklara ait en özgün orijinal eser koleksiyonları, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde kronolojik olarak ayrılmış bölümlerde sırayla görülebiliyor…
Sadece bizim topraklarımızın değil adeta dünyanın tarihine doğru bir zaman tüneline giriyor, ilk insanlardan günümüze kimlerin nerede nasıl yaşadığını, kültürlerini ve bilimin evrimini görebiliyorsunuz…
Baş döndürücü bir arkeolojik zenginliğe sahip dünyanın en değerli müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin üst salonunda Paleolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Eski Hitit ve Hitit İmparatorluk Çağı, Frig Krallığı, Geç Hitit Krallığı, Urartu Krallığı ve alt salonda ise Çağlar Boyu Ankara ve Klasik Devirler bölümleri gezilebiliyor.
100 yıl önce Asar-ı Atika yani Eti Müzesi ile tüm Anadolu’ya dağılmış tüm uygarlıkların binlerce yıl öncesinden paha biçilmez mirasları toplanmaya başlamış. Sonra taşınılan Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han’da 55 yıldır restorasyon atölyeleri ve araştırma laboratuvarlarıyla Anadolu’nun gerçek tarihi teşhir ediliyor.
Müzede MÖ 6200 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük kent planını içeren dünyanın bilinen en eski haritasının da sergilendiğini özellikle belirtelim.
Ana Tanrıça Kibele’den evreni simgeleyen standartlara, rölyefli kral kapılarından hem insan hem aslan başlı kanatlı chimera’lara, putlar ve savaş arabaları kabartmalarından güneş disklerine, tanrılardan savaşçılara muhteşem heykeller ve hatta ilk duvar resimleri, Anadolu’nun tarihi sanat eserleri…